Ancak, öbür taraftan, bildiğimiz de ne çok şey var. Şöyle bir düşündüğünüzde, bir çok alanda insanoğlunun ne büyük keşiflerde bulunduğu ortada. Ne çok şey öğrendiği, bildiği tartışılmaz. Ancak, ne var ki, bu iki düşünceyi karşılaştırmak zor. Sizce bildiklerimiz mi çok? Bilmediklerimiz mi?
Öğrenmeye çalışıyoruz, keşfetmeye devam ediyoruz. Hemen, hemen her gün yeni icatlar, yeni bilgiler ile karşılaşıyoruz. Her alanda, her yaşta bunu gerçekleştiriyoruz. Hatta buna o denli alıştık ki, bazı gelişmeler artık şaşırtmıyor bizi.
Artık, çok gelişmiş özelliklere sahip, bizi hayrete düşürecek cihazları hararetle bekliyoruz. Hatta özellikten çok tasarım bizi etkiliyor gibi. Zaten özellikleri de tam anlamıyla pek kullandığımız yok. Çoğumuz için mobil telefon hala, sadece ‘Alo' demek için. Ama içerdiği özellikler; günlük konuşmalarımızda bahsettiğimiz hatta telefonumuzda mevcut olduğu için öğündüğümüz, ama kesinlikle kullanmadığımız şeyler. Aslında kullanmak da pek kolay değil. Bir kere yavaş. Mesela, GSM telefonumuzdan e-postalarımızı kontrol edebiliyoruz. Fakat bu, uzun süren bir işlem. Size gelen ekleri de göremiyorsunuz. Bilgisayarların bile bugüne gelmesi, hayli vakit aldı. Şimdilerde kullandığımız bilgisayarlar, kaç senelik tecrübenin, bilgi birikiminin sonuçları. Son geliştirilen teknolojilerden biri olarak kullanacağımız BlackBerry'nin bu sorunu çözecek gibi görünüyor olmasına rağmen, bilgisayarlarımız yine olacak. Bir kere, gelen bilgileri saklama ihtiyacımız var. Hiç kullanmasak bile, bize gelen ya da yolladığımız, her şeyin kayıt altında olmasını istiyoruz. E-posta kutunuzda, binlerce e-posta neden duruyor ki? Senelerdir, e-postalarımızı yedekliyoruz? Neden bunu yapıyoruz?
İlerleyen zaman içerisinde, hatta günümüzde bile mobil telefonumuzun, bilgisayarımızdan bağımsız olması hiç de gerçekçi bir düşünce değil. Tabi ki uygulamalar daha da gelişecek. Günümüzde satın aldığımız hemen hemen her mobil ürün, içerisinde bilgisayarımız ile haberleşmeyi sağlayan yazılım ve donanımlarla birlikte geliyor. Ev telefonlarımız bile artık bilgisayarlarımızla bütünleşmeye başladı. Tüm veri tabanımız bilgisayarımızda, ev ve mobil telefonumuzda. Fakat buradaki problem de, teknolojik gelişmeyle eş zamanlı olmakta. Bilgisayarımızdaki bilgilerimizin, mobil cihazlarımız ile eşleşmesi, bazen problem yaratıyor. Bu yüzdendir ki, her birine sahip olmamıza rağmen, yine de bir kağıttan yapılma ajanda kullanıyoruz. Yine de yazmaya, elimiz ile kalemle yazmaya ihtiyaç duyuyoruz. ‘Söz uçar yazı kalır' deyimi yerini artık, ‘virüs bulaşır, yazı kalır', ‘eşleşme problemi olabilir, yazı kalır', ‘yazım editörünüz çöker, yazı kalır' gibi sözlere bırakmış gibi.
Haberleşme sektöründen bahsetmişken; geride bıraktığımız Mayıs ayı içerisinde düzenlenen, Telekom sektörünün, kendi görsel gösterisini yapmasını beklediğim, ancak çok da hayal edildiği gibi olmayan Telecom Eurasia'05'den bahsetmek istiyorum. Öncelikle, bu fuarın sektörümüz için çok önemli olduğuna inanıyorum. Zaman içerisinde, katılımın artması, sektörümüzün daha hızlı ilerlemesi ile, ülkemizdeki konusunda tek ve genelde sayılı fuarlardan biri olacağını düşünüyorum. Geride bıraktığımız zaman içerisinde, sektörümüzdeki en büyük eksiklik, her şeyin yavaş ilerliyor olması. Bunu, Telecom Eurasia'da da gözlemledik. Sektör genel olarak aslında o denli yavaş ilerliyor ki, böyle bir fuarı bundan 6 ay önce yapsak, yine göreceğimiz teknolojiler, ürünler üç aşağı, beş yukarı aynı olurdu.
Ancak, bu durumun fark edildiğini ve giderek bu konuda çalışmaların da hızlandığını düşünüyorum. Yapılan açıklamalar bile, hep bu doğrultuda. Hızlanacağımız kesin. Temkinli olmayı elden bırakmadan, hızlı adımlarla ilerleyeceğiz. Yeni UMTH operatörlerimizin de bu konuda etkili ve ellerinden gelen gayreti gösterdiklerini, onların çok önemli bir itici güç olduğundan da eminim.
Aslında genel olarak her sektörde olduğu gibi, bizim sektörümüzde de bir takım problemler var. Ama bu problemler lokomotif sektörde ortaya çıkınca, insanların gözüne daha çok batıyor. Bu da çok doğal sanırım. Çünkü, yeni yeni ilerliyor, tecrübe kazanıyoruz. Hiç bir zaman olmadığım kadar, sektörümüzde yaşananlardan ve düzenleyici çerçeveden, geleceğe yönelik çok ümitliyim. Güzel günler, gelişmeler göreceğiz.
Telepati Dergisi / Tel-e-vizyon Köşesi / Haziran 2005
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder