Bu hizmetlerden yararlanmak isteyenler, teknolojik yeniliklerin ülkemizdeki geleneksel kullanım modelini benimsiyorlar. Torunlar, komşunun çocukları, kısacası yeni yetişen kuşak, ebeveynlerin yeni sistemi kullanmasını ve eğitimini sağlayacak. Yetişkinler genelde şöyle diyecekler: ‘Evladım hadi gel de Almanya’daki ablamı arayalım’. Zaman zaman da aranacak kişi değişecek. Ancak, komşunun çocuğu olmadan aranamayacak. Öbür taraftan yeni yetişen kuşak ise, bu hizmeti bilgi eksikliği sebebiyle kullanamayan eski kuşağa değişik düşünceler ile zevkle yardım edecek.
Sayın Can Kıraç’ın traktörlü anılarını anımsadım bu satırları yazarken. Sayın Kıraç 60’lı yıllarda yaşadığı bir anısını, bizlere şöyle aktarmış: "Bir gün kendisiyle iyi bir diyalog içerisinde bulunduğumuz Genel Müdür Yardımcısı İlhan Kalkanoğlu beni telefonla aramış ve arka tekerlek rulmanlarının yanlış yollanmış olmasından üretimin durmuş olduğunu haber vermişti. Kalkanoğlu ve ben, ikimiz de Ziraat Mühendisi olduğumuz için birbirimize tam güven duyuyor ve bu işbirliğinin başarısı için çalışıyorduk. Ortaya çıkan aksaklığı derhal telefonla Torino’daki Fiat merkezine bildirmiş ve hatanın düzeltilmesi için doğru rulmanların ve teknik bir elemanın acele Ankara’ya gönderilmesini istemiştim.
Fiat’çılar rulmanlarda bir yanlışlık olduğunu kabul etmiyorlardı. İki gün sonra, İtalya’dan gelen elemanla fabrikada buluştuk. Fiat teknisyeni işin nasıl yapıldığını görmek istedi. Bizimkiler, arka tekerlek akslarını diklemesine yere yatırıyorlar, simit büyüklüğündeki rulmanı aksa geçirdikten sonra tahta bir takozu balyozumsu koca bir çekiçle döverek rulmanı yuvasına oturtmaya çalışıyorlardı! Bu manzara karşısında İtalyan teknisyenin gözelerinin faltaşı gibi açıldığını hiç unutmuyorum! Sonuçta, bir varil içine konan makine yağı ısılıtılmış ve rulmanlar kızgın yağ içinde bir süre bırakılmış, yağ içinde genleşen rulman yatakları, akslara kendiliğinden şak diye yerleşmişti".
Bu örnekten anlaşılabileceği gibi ‘şak diye yerleştirebilmek’ bilgi gerektirir. Yaptığımız iş, kullandığımız teknoloji ile ilgili püf noktalarını biliyorsak daha hızlı ilerleriz. Baştan gerekli bilgileri almazsak, tıpkı rulmanları yanlış yerleştiren işçilere benzeriz. Bizleri görenlerin gözleri faltaşı gibi açılır. İşçiler gerekli bilgileri aldıktan sonra, işleri ile ilgili püf noktalarını öğrendikten sonra başarıyı yakalayabilmişler. Evet başarı yakalanmış, fakat vakit kaybedilmiştir. Yukarıdaki hikayenin sonunu şu şekilde kaleme almış Sayın Kıraç: "Türkiye’nin sanayileşme sürecinde önce Minneapolis Moline’nin, sonra Türk Traktör’ün öncü rolleri vardır. Bugün, bu fabrikada üretilen tarım traktörleri, uluslararası standarda uygun olarak dış pazarlarda satılıyor. Bu başarıya ulaşılıncaya kadar, mücadeleli dönemler yaşanmıştır".
Birçok konuda olduğu gibi, ses tekelinin kalkması ile faaliyetlerini hızlandıran, lisanslarını alan alternatif telekom operatörlerinin hizmetlerinin kullanımı, bilgi eksikliği yüzünden zaman alacaktır. Bizlerin yeni bilgileri aktarması, püf noktaları belirtmesi uzun sürecektir. Arada bir kuşak kaybedilecektir. Oysa ki yeni sistem şimdiye kadar kolay, basit ve herkesin anlayabileceği bir dilde anlatılabilirdi. Önceden bilgilendirilebilirdi bazı mecralarda ‘sokaktaki insan’ olarak tabir edilen son kullanıcı, yani halkımız. Fakat ben böyle bir çabaya rastlamadım. Bakın, önde gelen GSM dağıtım kuruluşlarından Genpa, on yıldır kullanılmasına hem de çok yaygın kullanılmasına rağmen, son kullanıcılar için gelişmiş GSM telefonlarının kullanım eğitimini veriyor. Neden dersiniz? Geçmişten hisse kapmadığımız da kesin. Kısacası, rulmanlar gelecek ve şak diye yereştirilmeleri beklenecek. Gördüklerimiz, duyduklarımız karşısında umarım gözlerimiz faltaşı gibi açılmaz.
Saygılarımla;
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder